Eskişehir'de Eğitim-İş Sendikası üyesi öğretmenler, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in politikalarına karşı Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. Açıklamada, eğitim sisteminin güncel siyasetin aracı haline getirildiği ve iktidarın kendi ideolojisini dayattığı vurgulandı. Öğretmenler, laik eğitim ilkesinin zedelendiğini ve çocukların eğitim hakkının tehlikeye atıldığını dile getirdi.

Eğitimde Dinselleşme ve Laikliğin Zayıflaması

Eğitim-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan, eğitimde dinselleşme ve laik eğitim karşıtı uygulamaların arttığını belirterek, çocuklara ücretsiz sağlıklı bir öğün yemek sözünün de tutulmadığını söyledi. Arslan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin için hazırladıkları 'gelişim raporu'nu kamuoyu ile paylaştı. Rapor, Bakan Tekin'in tarikat ve cemaatlerle işbirliğini, laikliğe ve bilime yeterince önem vermemesini, eğitim çalışanlarının sorunlarına duyarsız kalmasını eleştiriyor. Ayrıca, okulların yetersiz altyapısı, temizlik ve güvenlik eksiklikleri gibi sorunlara da değinildi. Bu sorunların, öğrencilerin eğitim haklarını olumsuz etkilediğini ve geleceğin kuşaklarının gelişimini tehdit ettiğini vurguladı. Sonuç olarak, eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması ve daha demokratik, laik bir eğitim sistemine geçilmesi gerektiği savunuldu. Öğretmenlerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve çocukların eğitim hakkının korunması için acil adımlar atılması talep edildi.

Eğitim Dışı Bırakılan Çocuklar ve Yoksulluk

2023-2024 MEB istatistiklerine göre, eğitim dışı kalan çocuk sayısının 612 bin 814'e ulaştığı belirtildi. Bu durumun, özellikle erkek çocukların işlerde çalıştırılması ve kız çocuklarının erken evliliklerle eğitime erişiminin engellenmesiyle bağlantılı olduğu vurgulandı. MEB politikalarının çocuğun üstün yararına değil, eğitimde dinselleşmeye ve piyasalaşmaya hizmet ettiği iddia edildi. Deprem bölgesi başta olmak üzere, ülke genelinde okul ve derslik eksikliği, yetersiz bütçe ayırımı, ikili eğitim sisteminin devam etmesi gibi sorunlar öğrenme kayıplarına neden oluyor. İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerdeki aşırı kalabalık sınıflar da eğitim kalitesini düşürüyor. Türkiye'de 6,5 milyon çocuğun aşırı yoksulluk içinde yaşaması ve çocuk yoksulluğu oranının yüzde 22,4 olması da eğitim sorunlarına dikkat çeken önemli bir başka faktör. Özel eğitim kurumlarının sayısındaki artış da kamusal eğitimin niteliğini düşürdüğü ve aileleri özel okullara yönlendirdiği gerekçesiyle eleştiriliyor. MESEM'lerin çocukları hayattan kopardığı ve çocuk emeği sömürüsüne zemin hazırladığı belirtilerek, bu durumun acil olarak ele alınması istendi.

Bakan Tekin'e Ara Tatil Önerileri ve Gelişim Raporu

Sendika, Yusuf Tekin'e yönelik hazırladıkları 'gelişim raporu'nda, bakanın laiklik ve bilim yerine hurafeleri öncelediği, eğitim sorunlarına yeterince çözüm üretemediği ve Cumhuriyet değerleriyle uyumlu davranışlar sergileyemediği belirtildi. Ayrıca, Yusuf Tekin'e ara tatil önerileri sunuldu. Bu öneriler arasında Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu'nun okunması, Atatürk'ün eserlerinin incelenmesi, Birinci Maarif Kongresi'nin değerlendirilmesi, Cumhuriyet tarihi hakkında güvenilir kaynaklardan bilgi edinme ve bir okulda öğrenci olarak bir gün geçirmesi yer alıyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerine bağlı kalarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli Eğitim Bakanının görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi için bu öneriler geliştirilmiştir. İŞKUR'un geçici ve güvencesiz istihdam yöntemlerinin de eleştirildiği açıklamada, okulların temizliği ve güvenliğinin sağlanması için kalıcı çözümler aranması gerektiği vurgulandı. Türkiye genelindeki eğitim sisteminde yaşanan bu sorunların çözümü için acil önlemler alınması gerektiği bir kez daha hatırlatıldı.