Madenciliğin Türkiye Ekonomisine Katkısı

Bir Sanayi Odası Başkanı ve Madencilik Komitesi Üyesi, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nde yayınladıkları ortak mesajda, madencilik sektörünün Türkiye ekonomisi için hayati önemine dikkat çekti. Türkiye'nin yer altı kaynaklarının zenginliği ve gelişmiş madencilik altyapısı, ülkeyi küresel arenada önemli bir oyuncu konumuna taşıyor. 2023 verilerine göre 7 milyar doları aşan maden ihracatı, ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Ayrıca, sektör yaklaşık 100.000 kişiye istihdam sağlıyor ve bu sayı her yıl artıyor. Ancak, bu büyüme sürdürülebilir ve çevre dostu yöntemlerle desteklenmeli. Teknolojik gelişmeler ve yenilikçi yaklaşımlar, güvenli ve çevreye duyarlı madencilik uygulamalarının yaygınlaşmasını sağlayacaktır. Yerel kalkınmanın desteklenmesi ve çevresel koruma önlemlerinin alınması büyük önem taşıyor. Bu sayede madencilik sektörünün hem ekonomik hem de çevresel sürdürülebilirliği sağlanabilir.

Sektörün Stratejik Önemi ve Geleceği

Madencilik sektörü, sadece hammadde sağlayan bir sektör değil; enerji, savunma, inşaat, teknoloji ve tarım gibi birçok sektörün hammadde ve ara ürün ihtiyacını karşılayan stratejik bir öneme sahip. Bu sektörlerin üretim ve katma değer yaratma süreçleri doğrudan madencilik ürünlerine bağlı. Dolayısıyla, maden kaynaklarının sadece çıkarılması yeterli değil; ileri teknolojilerle işlenerek katma değerli ürünlere dönüştürülmesi gerekiyor. Bu dönüşüm, dışa bağımlılığı azaltmanın ve yerli üretimin artırılmasının en önemli yollarından biridir. Özellikle yeşil ekonomi dönüşümünde, güneş panelleri, rüzgar türbinleri ve elektrikli araç bataryaları gibi teknolojiler için gerekli endüstriyel minerallerin önemi daha da artıyor. Bu nedenle, madencilik sektörüne yapılan her yatırım, geleceğin ekonomisine yapılan bir yatırımdır. Bu yatırımların sürdürülebilirliği içinse, sektörün modernizasyonu ve rekabet gücünün artırılması şart.

Sürdürülebilirlik ve Rekabetçilik için Öneriler

Madencilik sektörünün sürdürülebilirliği ve rekabet gücü için bazı önemli önlemler alınmalı. Örneğin, nakliye maliyetlerini artıran ÖTV'nin madencilik özelinde muafiyetinin sağlanması gerekiyor. Bu, maliyetleri düşürerek rekabet gücünü artıracak, ayrıca tasarruf edilen miktarın Ar-Ge faaliyetlerine yönlendirilmesiyle inovasyon kapasitesinin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Ar-Ge'ye dayalı inovasyon, madencilik sektörünün katma değerli ürünler üreten bir güç merkezi haline gelmesi için hayati önem taşıyor. Madencilik, doğru uygulandığında, sanayiye katma değer katarak yerli üretim hedeflerine ulaşılmasını kolaylaştırır. Sektöre sağlanan destekler aslında tüm sanayiye yapılan bir yatırımdır. Girdi maliyetlerinin düşüklüğü ve ürün kalitesinin yüksekliği, dünya ticaretinde stratejik bir konuma ulaşılmasını sağlayacaktır. Yeraltından çıkarılan zenginliklerle ülkemize hizmet eden tüm madencilerin emekleri takdir edilmeli ve desteklenmelidir.